1890’lı yıllarda Pont-Aven Okulu’ndan etkilenen ve Gauguin’in öğretilerini devam ettirmeyi amaçlayan bir grup ressam, Nabiler grubunu kurmuştur. Bu sanatçılar, resim sanatını yeniden yaratmaya ve lider durumunda kendilerini gördüklerinden yol gösterici anlamında Nabi adını verdiler.
Nabi, İbranice Nebi, yani peygamber anlamındadır. Nabiler, Japon baskılarından, Fransız simgeciliğinden, Van Gogh, Cézanne ve Seurat gibi sanatçılardan da etkilenmişlerdir ve soyut sanatın 20. yüzyıl başlarındaki gelişimine giden yolu açmıştır. Desen ve renk tonunu sadeleştirmek, derinliği ortadan kaldırmak ve kompozisyona önem vermek yoluyla dekorasyonda yenilik yapma amacında olan Nabiler, ortaklaşa ilk sergilerini 1891’de düzenlemişlerdir.
Paris burjuva yaşamının bir parçası olan Nabiler, bu şehrin atmosferini eserlerine başarıyla yansıtmıştır. Doğadaki figür ile formların renk ve biçimlerini öznel bir değişikliğe uğratmayı amaçlamış, sembolist bir yaklaşımla çalışırlar Nabiler, bir sanat çalışmasını, sanatçının kendine özgü estetik metaforları ve sembolleriyle doğayı sentezlediği bir görsel anlatım ve nihai ürün olarak görürler. Grup olarak ayin benzeri törenler düzenleyip, kendilerine özgü kelimeler kullanırlar.